Dr. Ramazan Kurtoğlu
Erhan Altunay
Dünya üzerinde iki büyük güç var. Birincisi paranın akışından ikincisi sembollerden…
Ezoterik; “Ezo” iç demek. Ezoterik içe ait demek. Gizli örgütler içinde barındırır dışarıya sır vermiyorlar. Üyeler kendi aralarında gizli sembollerle anlaşırlar.
Birincisi dinler tarihi, içerik veya batini olarak bilgimiz yoksa ikincisi iktisat, finans ve maliye tarihini bilmiyorsak dünyayı anlamakta çok yüzeysel kalırız. Bunlara komple teorisi diyenler elbette olacaktır. Maksat ülke insanlarını daha uyanık tutabilmek. “Ne yapabiliriz” değil, “ben ne yapabilirim” diye sorduğumuzda başarılı olabiliriz. İnsanların inanç dünyası karıştırılmak İslam dininde özellikle kafa karıştırılmak isteniyor.
Endülüs İslam devleti önce 10’a sonra 21’e bölündü. Bunlardan muhtelif 4000 tane İslami tarikat ve cemaatler meydana çıktı. Bugün artık bunlar birbirini kabul etmiyor birbirlerinin arkasında cuma namazı bile kılmıyorlar. Hepsi değil ama pek çoğuna karşı dikkatli olunmak zorunda. Adam çıkıyor ve diyor ki; “ayet bu ama onun gizli anlamları da var” diyerek kendi değer yargılarına göre anlamlar yüklüyor.
Ezotorizm de “kuyruğunu ısıran yılan” sonsuzluğu temsil eder. Yılan devamlı gömlek değiştirdiği için. Bugün tasavvuf adı altında dini kendine benzetende çok insan var. Günümüzde para tek başına bir şey değil. Dindarlık başka bir şey dine başvuru bambaşka bir şey. Dine başvuru dini başlı başına istismar oluyor. 1978’den beri ağır ağır, türlü türlü krizlerle en sonda Mortage krizi diye Amerika’nın son iki yüzyılda ki parası beş yılda 4 trilyona getirildi. 827 milyon dolardan 4 trilyon dolara. Bu yeni balonlar demek. Daha önce gayrimenkul ise sonra hisse senetleri oluyor. Karşılıksız basılarak piyasaya sürülen bu sanal paralar sistemin üstüne sürülünce iş dönüp dolaşıp faiz meselesine geliyor. Bu sisteme bir çözüm bulunamazsa yani karşılıksız para basımına, buna çözüm bulunamazsa dünyanın sonu demek.
Faiz Kuran’ın yasakladığı bir şey. Günümüzde dünyadaki paranın %1 gerçek %99’u faiz. Forex dediğimiz şeyi bu oluşturuyor. Anlık farklar olur ama sonuç yok. Manipüle ediliyor. Ben 10 TL koyuyorum 1 TL bana artı veriliyor. Fiziksel olarak gelen 1 TL’nin üretimi yok ve bu böyle artarak devam ediyor.
Dünyaya yön vermek isteyenlerin üç ayağı var. Din, iktidar ve para. Bunu dini emelleri için yapıyorlar. Yeni Dünya düzeni deniliyor buna. Hikâyesi 500 yıllık… 1978 Washington mutabakatı ile artık göstere göstere dayata, dayata yapılıyor.
Obüskrentizm diye bir şey var. Bilmesinlercilik… Bilinmesi istenen sürekli pompalanır. Bilinmesi istenmeyen arkasına saklanır. Sürekli bir tarafa yönlendirme var. Su ve gıda üzerinden yapılandan tutun da matruşka gibi iç içe bir sistem var.
Romanın yıkılışında da zenginlikler bir yere toplanmaya başlamıştı. Aynı sistem o zamanda da vardı. Bu örgütler hep vardı ve parayı elinde tutarlardı. Paranın akışını yönlendiren tapınakçılar vardı. İznik’te 432 de yüzlerce İncil var ortada. Roma bunu fark ediyor. Tarsuslu Paurus en başı çeker.
Dan Brown İngiliz asıllı Musevi. Katolikler Magdalalı Meryem İsa’nın havarisi idi ve onu yanağından öptü der. Protestanlar ise Meryem’i sevgilisi olarak kabul eder ve çocukları da vardı der. Biz de Alevi ve suni temelde aynı şeyi inandıkları halde kavga eder ama Katolikler ile Protestanlar bu inanç farklılıklarına rağmen gül gibi geçinirler.
Artık batıda iman bankaları kuruluyor. Bir hafta ne isterseniz yapıyorsunuz sonra sırtınızı kiliseye dayayıp günah çıkartıyorsunuz. Artık bankaya gidip 100 dolar yatırıp iman satın alıyorsunuz. 11. yüzyılda köpekler Yahudiler ve zenciler giremez yazıyordu.
Paganizm tek tanrılı dindir. Sembolleri fazla fazladır. Temelde tek dindir. 1946’da ölüdeniz yazmaları bulundu. Bundan sonra bu yazmalar çözüldükçe Katolikliğin altını kazmaya başladılar. İncil’le benzer yazıları olan yazıtlar… Aramice… Hazreti İsa’nın konuştuğu dil… İncil’den önce İncil e benzer yazılmış kitaplar var. İznik konsülün de diğer İnciller ortadan kaldırıldı dördü seçildi. Barnabas İncil’inin Hakkâri bölgesinde bulunduğu ve üç suret olduğu söyleniliyor. Barnabas İncili Vatikan tarafından kabul edildiği an Hristiyanlık biter. Romanın bir kısım Paganizm değerleri Yahudilerin ve Hristiyanların içine yerleştiriliyor.
Kumran Yazıtları… Bulunan bir sürü İncil var ama Barnabas la benzer değil. Barnabas ta Hazreti Muhammet’ten bahsetmiştir.
Tapınakçılar banka sistemini çok geliştirdiler. Papa bunlara destek oldu. Sonra 14. yüzyılda Fransa kralı Philip Lobel’e borç verecek kadar zenginleştiler. Sonra Philip parayı ödemek yerine bunları yaktı. Yaktı ama bitiremedi her biri bir tarafa kaçtı.
Kâğıt paranın kullanılması öncelikle altın ve gümüşle bağının koparılması ile başlar. Ondan önce para hep altın ve gümüş yani kendi değerindeydi. Uluslararası ödeme sisteminin anaparası dolardır. Saddam; “Euro kullanırım uluslararası ticaretimde” dedi. Sonra Saddam’ı bir güzel indirdiler. Ülkesine girdiler… Dolar’dan vazgeçmek isterseniz savaş görüntülerini göze almalısınız.
Waterloo Savaşı…1813- 1815 arası İngiltere ile Fransa arasında yapıldı. Dünyada bu savaş öncesi ve sonrası olarak bakılır. Waterloo Savaşını küresel para babalarının
1.Dünya harbini finanse etti.
2.Dünya harbini finanse etti. Soğuk savaşı finanse etti.
3.Dünya harbini finanse etmeye hazırlanıyorlar.
Waterloo da bir aile var. Alman Musevi’si. Bu ailenin beş oğlu var. Birisi Londra’da birisi Paris’te birisi Viyana’da birisi İtalya’da birisi de bu Waterloo ’da savaşı takip ediyor. Şifreli bir şekilde İngiltere kazanacak Fransızların kaybedeceği iletiliyor oraya. El altından bu aile Londra borsasından tüm kâğıtları topluyor. On yıl kendini arkadaşından bize gizliyor. Bir balıkçıya para vererek Belçika sınırına geçiyor, kendini İngiltere sahillerine atmasını istiyor. Prof. Haydar Kazgan Galata bankerleri kitabında detay var… Bu adam Londra’ya vardığında para piyasasının sıçrayıp ayağa kalktığı zamandır…
Yeni Dünya düzeninde dine başvuru var. Siyaset ayağı var. Arkasından ekonomi var. Ekonomi ayağında Waterloo savaşı var 1813.Sonra Washington mutabakatı var 1978 Sonrasında 2008 krizi var. 2008’den sonra sürekli para basıyorlar. Hatta artık sadece elektronik olarak ekranda yapıyorlar para bile basmıyorlar. Para yok ortada…
Bugün Arap baharı var. Libya bölünmüş vaziyette. Mısır bölünmüş Afganistan’ın Suriye’nin Filistin’in durumu ortada.
Önce ekonomik tetikçi gönderirler. Yani borç verirler, kredi verirler. Aslında o para sizin ülkenize gelmez bile. Yani hangi ülkeden kredi alıyorsanız o ülkenin şirketleri gelir size havaalanı yapar, yol yapar o paralar ülkenize bile girmez ama siz faizini de ödemeye başlarsınız. İlahi inanç filan yok ilahiyi inançları kullanıyorlar.
İsviçreli üç akademisyen 2011 yılında “yeni bilim” dergisinde röportaj vermişler. Dünyadaki 43.000 çok uluslu şirket 1318 uluslararası şirket tarafından kontrol ediliyor. Bu şirketleri de sadece 147 finans ve banka kuruluşu kontrol ediyor. Yani dünyadaki 80 trilyon satış hasılatının %60’ı bunlar kontrol ediyorlar. Amerika Yale Üniversitesi’nin göbeğinde yerleri var. Kuru kafacılar örgütü vardır. Kurukafa ve Kemikçiler.
Bu sürece bir günde gelinmiyor. Müslüman uyanık olmak zorunda. Her dinde tarikat var. Musevilikte 71 Hristiyanlıkta 72 İslam’da 73 tarikat vardı. Ancak günümüze geldiğinde Yahudilikte ve Hristiyanlıktaki tarikat sayısı aşağı yukarı aynı ama Müslümanlara bakıldığında tarikat sayısı 250’yi geçmiş durumda. Cemaatlerin sayısı herhalde bilinmiyor.
İlk insanın mağarada yaşıyor olsa bile onun davranış kalıpları hala yönetiyor bizleri. Erkek kadını korumalıdır, kadın oturmalıdır erkek avlanıp gelmelidir ona bakmalıdır. Bu kodlar her zaman var zaten toplumlarda. Hepimiz hala Hz. Adem’in kodlarını taşıyoruz o kodları yaşıyoruz.
Semboller bilinç dışında etki yapar. Bu semboller reklamcılıkta politika da kullanılıyor. Türkiye’de propaganda çok yanlış anlaşılıyor. Gidip bayrak asmak değil propaganda. Propaganda algıları kazanmak üzere oynanır. Bilinçaltına yapılır. Sembolik birçok yöntemi vardır. İnsanlar sadece %6 mantıklı karar verir. Geri kalan %94’ü subluminal bilinçaltı mesajlarla besleniriz. Alt beyin şuuraltı dediğimiz yer saniyede 2 milyon bayt kayıt yapar. Üst lob bu kayıtları baz alsa insanoğlu buna dayanamazdı. Sana bakıyorum ama birçok şeyi görüyorum. Aynı anda etrafta olan her şeyi görüyorum ama size bakıyorum. Konuşurken bir yalan söylüyorum siz fark etmiyorsunuz ama sizden gözlerimi kaçırıyorum ve bilinçaltı bunu yakalıyor. Sizin içinize sinmiyor söylediğim. Bu adam böyle, böyle söyledi ama bir şey var sanki söylediklerinde diyorsunuz. Bakarsınız ama göremeyebilirsiniz.
Bugün Hollywood’un temel felsefesi; “toprak kazanmaktansa algıları kazanın” diyor. Örgütlere bakıldığında ekonomi para ve inanç etrafında dönüp duruyor. İşin içinde cinsellik de var.
Kudüs’ün yıkılacağına hiç kimse inanmıyordu. (Süleyman mabedi) Bütün mistik Yahudi edebiyatı Kudüs’ün yıkımındın sonra başlar. M.Ö 586 Babil kralı Nebukatnezar ilk Süleyman tapınağını yerle bir etti. İsrail oğlu demek tanrıyı yenen demektir. İbranice… Kelime anlamı tanrı ile güreşip tanrıyı yenen manasındadır.
Umberto EGO’nun sözünü hatırlayalım. “Bir inancın doğruluğunu yanlışlığını tartışmayın ama bir inanç için inananların neyi ne kadar göze alacağını konuşalım” diyor. Bu inanç bugün Irak’ı işgal ettirdi. Bush Afganistan işgalinden önce Haçlı Seferleri başlamıştır dedi.
Yahudi inancının iki temeli vardır. Birisi “Ahit Sandığı” diğeri “Süleyman Tapınağıdır.” Süleyman Tapınağı M.Ö 515’te yeniden yapıldı. Yahudiler rahat durmadı diye M.S. 138’de yeniden yerle bir edildi. Tapınak Titus zamanında soyuldu… Kutsal emanetler var. Bir eşyaya siz ne atfederseniz o “O” dur. Ahit sandığı belli ölçüler verilerek yaptırılmış bir sandıktır. Ama özelliği Tanrı ahit sandığı vasıtası ile üstündeki iki melek vasıtasıyla konuşur. Altından yapılmış bir sandık. Yani Ahit sandığını bulan Tanrı ile konuşmuş olacak. 586 da kaçırıldı.
“Bakara 248: Peygamberleri onlara şöyle dedi. Onun Hükümdarlığının alameti size o sandığın gelmesidir. On da Rabbinizden bir güven duygusu ve huzur ile Musa ailesinin Harun ailesinin geriye bıraktığından kalıntılar vardır. Onu melekler taşımaktadır. Eğer inanmış kimseler iseniz bunda şüphesiz sizin için kesin bir delil vardır.”
Bu sadece Yahudilerin inandığı bir sandık değil Müslümanların da inancında var. Yahudilerin inancı ile Müslümanların ki çok farklı. Sandık onların inancında çok farklı şeyler ifade ediyor. Kur’an’da onların yüklediği misyon ve anlam yok. Bir dolarlık paranın üzerinde bile o kadar çok sembol var ki. O sandıktakilerin büyülü olduğuna ve onlarla hâkimiyet kuracaklarına inanıyorlar.
Bu insanlar kendilerini tanımlarken “global dünya vatandaşıyım” diyorlar. Global küresel. İmparatorun elinde globüsmündi vardır her zaman. Yani dünya küresi.. Roma’da imparator ben dünyayı elimde tutuyorum der. Yüzüklerin efendisinde bu sembollerin hepsi var. Filmde zaten yüzük yani hazreti Süleyman’ın yüzüğü. Yüzük kalbe giden damara takılır. Kristal küreye bakmakta ben dünyayı hâkimim her şeyi görüyorum demektir. Birisi size; “ben global dünya vatandaşıyım” diyorsa düşünün. Şunu söylüyor bu örgütler: bana birtakım sırlar verildi ve bunlar dünyanın kadim bilgileri.
Gizli örgütlerin her basamağında sırrın sırrı vardır. Bu bilgi ben de var der. Bu yüzden dini sembolleri çok kullanırlar.
Dünyada 7 milyar insan var ve nasıl kontrol ediyorlar? Bir cep telefonun var ise ve bir kredi kartın var ise siz dünyanın neresinde olursanız olun sizi bulurlar. Bbc yeni bir teknolojik bilgi yayınladı… Üç kişi içinde size bir metni gizlice duyurmak istiyorlar. Öyle bir teknoloji var ki bu yayını yapıyorlar siz duyuyorsunuz ama biz ikimiz duymuyoruz. Bu artık yapılabiliyor. Yayınlandı…
İnsanlık artık barkod modeli insanların hangi konularla ilgilendiklerini takip ediyorlar. Sanal ortamda hiçbir şey silinmez siz sildiğinizi sanırsınız. Putin durup dururken mi Yandex’i kurdu? Sana mail geliyor o mail de geçen kelimeleri tarayan bir sistem var ki orada geçen çimento kelimesini okuyup yan tarafta o konuya ait reklamlar hep çıkıyor. Bu çok açık şu demek değil mi? Biri sizin mailinizi sizden önce okuyor…
Dünyaya şekil, model ve biçim veren insanların sayısı çok değil. Öncelikle söylediklerimin tamamında yanılıyor olmak istiyorum. Dünyadaki 43.000 çok uluslu şirketi sadece 147 banka ve finans kuruluşu kontrol ediyor. Dünyadaki gıda hareketlerinin tamamı sadece on şirketin elinde. Gıda ve su hatta. Diğer taraftan dört temel gıda; pirinç, soya fasulyesi, mısır, buğday Chicago borsası üzerinden iki şirketin elinde. Bu şirketlerde bahsedilen bankaların elinde. Diğer taraftan dünyadaki parasal hareketler on tane bankanın elinde. Ve aralarında müthiş bir network ağı vardır.
Bu devleti açık açık yıkalım diye konuşulmaz. Bir proje vardır “X” Proje. Bir projeyi asla “A” şahsına havale etmezler. Mesela bankacılıktan örnek verelim. X projesi derler. X projesi en tepedeki adamın projesidir ve sadece onun bir altındakinin bildiği bir projedir. Bu X projesini A, B, C, D, E ye bölerler. Bu “A” yı da 8’e 10’a bölerler. Size “A” parçasını altındaki adam gönderir. “B” parçasını da bana gönderirler. “C” parçasını da yandaki arkadaşa gönderilir. Siz de “A” parçasını sekiz kişiye dağıtır bölersiniz. Sizde parçalar bütünleştikçe siz yukarıya atarsınız.
Akademisyenlere, finansçılara belli projelerin belli ayakları verilir. Hiç haberiniz bile olmaz. FBI ve CII den çok sayıda doğu blokunda çalışan ve bilgi aktaran ajanlar çıkmış. Onlar da araştırmış bu insanlar neden ülkelerine ihanet ediyor. Araştırma neticesinde bu ajanların sadece %10’u gerçekten ülkesine ihanet ederek doğu blokunda bilgi aktardığını bildiği görülmüş. %90’u ise tamamen vatanına hizmet ettiğini sanıyormuş. İşte bu yüzden hiç haberiniz olmaz. Üçgenin tepesinde toplanır.
“Akbabanın üç günü” gerçek bir filimdir aslında…
İnsanın temel ihtiyacına benzettiğiniz her şeyi insana dayatabilirsiniz. 20 yıl önce bu programları yapamazdınız. Şimdi kendileri ortaya döküyorlar çünkü yeterince güçlendiklerine inanıyorlar. Her hadise de bunların dediği oluyor anlamı çıkmasın ama insanlık son 20 yılda inanılmaz bir şekilde metalaştırıldı. Karıkoca arasındaki ilişkiler bile metalaştırıldı bu metalaşma insan ruhunu öldürüyor. İnsanlık böyle bir noktaya getirildi. Milyarlarca insan da kontrolsüzce bir tüketim varken, dünyada 2 milyon insanın günlük tüketim hakkı 2 dolar.
Türkiye bahse geçen ezoterik (gizemli) örgütler açısından kutsal topraklar. Hatta tanrının yürüdüğü topraklar olarak tanımlanıyor bu coğrafya. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100 yıldır başına gelenleri düşünün. Neden yeniden yapmasınlar? Tüm milleti değil bir grubu suçluyoruz. Yetki mekanizması inananların yanında. İyi organize olmuş küçücük bir grup milyonları darmaduman eder. Bu organize gruplar Türkiye ve İslam dünyasını hedef almış durumda. Sistem insanların metalaşması ve mutsuzluğunun üstünden yürüyor. Siz kendinizi ne kadar değersiz görürseniz ne kadar ben ne yapsam olmuyor dediğinizde tüketimle avunursunuz. İhtiyacınız olmayan bir sürü şeye dayatılıyorsunuz. Kredi kartından fırsatlardan uzaklaşmamız gerekiyor. Artık özellikle Güneydoğu’da bunlar açık açık konuşuluyor. Bunlar komple teorisi değil. Sosyal bilimlerin laboratuvarı tarihtir. Eğer tarihte “A” olayı olmuş. Bu, bu sebeplerden olmuşsa… Vatikan’ın şöyle bir sözü vardır; “eski fikirleri yeni metotlarda, yeni metotlar için ise eski fikirleri kullanın.”
Allah’ın ilk emri “OKU” Bu ülkede 80 milyon da 70.000 kişi kitap alıyor. Petersburg’da 5,5 milyonluk bir şehir nüfusu var. 22 tanesi uluslararası düzeyde 500 tane kütüphane var. Peygamber diyor ki kadın erkek ilim her Müslümana farzdır. Biz kadını saçı uzun aklı kısa diye eve tıktık. Bilgi güçtür.
Dr Ramazan Kurtoğlu ve Erhan Altunay